9 Kasım 2012 Cuma

2 Kasım 2012 Cuma

28 Ekim 2012 Pazar

27 Temmuz 2012 Cuma

OĞUZ ARAL'I ANIYORUZ





Oğuz Aral  (doğumu: 1936 Silivri - 
ölümü: 26 Temmuz 2004, Bodrum) 
Türk karikatürist. Gırgır dergisinin kurucusudur.
Oğuz Aral, İstanbul Silivri'de 1936 yılında doğmuştur. Davutpaşa Lisesi'nini ardından girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin üçüncü sınıfından ayrılmıştır. 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başlamıştır.
Güncel, halkın anlayabileceği, basite indirgenmiş bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi mizahi görüşünde ve doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirmiştir.
Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yöneticisi olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 500 bin adedin üzerine çıkararak, dünyanın üçüncü büyük güldürü dergisi durumuna getirmiştir.
Avanak Avni tiplemesinin yaratıcısı olan Oğuz Aral, Hayk MammerKöstebek HüsnüUtanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.
Karikatürleri ve 'Huysuz İhtiyar' başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral'ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunmaktadır.
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahiptir.
26 Temmuz 2004'te Muğla'nın Bodrum ilçesinde kalp krizi sonucu vefat etti. Ölümünün 1. yıl dönümünde anısına (26 Temmuz 2005) İstanbul Cihangir parkına heykeli dikildi. Heykeli 2006 ve 2007 yıllarında 2 kez saldırıya uğramasına rağmen tekrar onarılmıştır. Ancak Şubat 2008'de gerçekleştirilen son saldırı sonucu parçalara ayrılan heykel yerine yenisi yapılması planlanmaktadır.
Oğuz Aral, karikatürist Tekin Aral'ın ağabeyidir. 
KAYNAK: ÇROP

30 Mayıs 2012 Çarşamba

AVRUPA DA PEK ÇOK ÜLKE DE YAYINLANAN
 EUROCANLAR MİZAH DERGİSİNDEN...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

27 Nisan 2012 Cuma

6 Nisan 2012 Cuma

11 Şubat 2012 Cumartesi







Eurocanlar mizah dergisi ,50 Yildir Anavatanindan uzaklarda yasamini sürdüren 
sizlerin sesidir, sesiniz de olmaya devam edecektir. İste dergimizin yazar ve cizer kadrosu:


Atay Sözer, Ahmet İhsan, Bülent Taş, Cemil Açıkkol, Erhan Tığlı,
Erdoğan Karayel,Evrensel Barış,Hakan Bilgehan, Hakkı Uslu, Hilmi Şimşek,İsmail Doğan,İlhan Değirmenci,Memedali Taşkoparan,Menekşe çam,Vacip Görer Sevdakar Celik ,Yaşar Fırat, Asuman Küçükkantarcılar, Devrim Doğan Akıncı,Ümit Türek Oğuz Gürel,Kader Altunova,Kubilay Bayar,Raşit Yakalı,Sezer Odabaşıoğlu,Saadet Demir Yalçın..

9 Ocak 2012 Pazartesi

Tüm karikatürcüler, çizgi romancılar ve yolu çizgiden yazıdan geçen herkese duyuru:

 GİRİŞ
  Karikatürcüler Derneği, dernek bülteni ve internet sitesi hiç istinasız tüm üyelerinin etkinliklerini hem bültende hem de dernek sitesinde yayınlamaktadır(!)
  Ayrıca Karikatürcüler Derneği, isteyen üyelere de sergi, albüm gibi olanaklar sunmaktadır. Darda ve zorda olan pek çok karikatürcü üyeye de çeşitli şekillerde destek olmaktadır.
Buraya kadar olan tüm etkinliklere can ı gönülden destek verdim. Hâlâ da vermekteyim.
 GELİŞME:
  Ancak son birkaç yıldır dernek etkinliği için gönderdiğim karikatürler, yeni dernek sitesi için yaptığım makul görüşler, ya hiç kullanılmadı ya da çok kötü tavırlarla ve tanımlarla (tabii tarafımdan karşı tavırlarda anında konuldu) engellendi. Özellikle dernek iletişim e-posta adresine gönderdiğim pek çok yazı ve karikatür bir şekilde dernek e-posta kutusuna ulaşmadı.
  Dernek merkezinde bu konuyla ilgili arkadaşla durumu görüştüğümde, nedense benim eserlerim bir türlü dernek e-postasına ‘ULAŞMAMIŞ’ oluyordu.
Örneğin; Sekiz Mart Dünya Emekçi Kadınlar ilgili gönderdiğim karikatürler, başka etkinlik yazıları gibi
     Diğer Örneklere Gelince:
  Son bir kaç senedir özel eğitim kurumlarında, çeşitli etkinliklerde tıpkı İbrahim Tapa, Raşit Yakalı ve daha pek çok dost ve sanatdaş gibi, kısa sürelerle karikatür öğretmenliği yapmaktayım. Şimdilerde çalışmalarım yine kısa süreliğine bir belediye ile devam etmekte. Çalıştığımız belediye Karikatürcüler Derneği’nin Taksim’deki Nasreddin Hoca Karikatürleri sergisinin kendi Kültür merkezlerinde sergilenmesini istemiş. Doğal olarak o belediyenin sanat danışmanı dernek üyesi olduğum ve az önce söz ettiğim gibi çalışmalar yaptığımız için benden rica etti. Bende en kısa sürede dernek başkanına telefonla ulaştım. Olumlu cevap aldım. Hatta bir toplantıda yüz yüze görüşüp bu olumlu cevabı pekiştirdim.
 Bir süre sonrada belediyeden bir arkadaşla birlikte Taksim’deki sergi salonundan tutanakla foto blokları teslim aldım. Ancak kısa bir zaman sonra dernek başkanı sergi tarihinin başka bir sergi tarihi ile çakıştığını söyleyerek foto blokları geri istedi. Belediyede dernek merkezine foto blokları iade etti.
 Daha sonraki çeşitli telefonlaşmalarda dernek yönetiminden birilerinin benden söz ederek ‘sıradan bir üye kim oluyor? Bu derneğin sekreteri var, genel bir yapısı var sergi işi bizimle neden görüşülmüyor vb.’ gibi kariyerist dayatmalarının olduğu ortaya çıktı.
  Hatta iktidar belediyelerinin çoğu ile sanatsal etkinliklerin reddedildiği gibi görüşlerde dernek başkanıyla yaptığımız telefon görüşmelerinde, konuşmalarımızda geçti. 
 Oysa o belediyelerin birinde ilk olarak ben ardından benim ve sizlerin oylarıyla önce ‘sıradan üye’ sonra dernek genel sekreteri olan arkadaşımız sergi açmıştı. Sözün özü araya bir sürü şey girdi ve bu proje bir şekilde olmadı.
 Buraya kadar ne var bunda? Dernek istediği yerde kendine ait çalışmaları sergileme hakkına sahip dediğinizi duyar gibiyim.
 Ama önemli olan özellikle Kamu Yararına Dernek statüsündeki tamamen sanatsal içerikli bir yapının paylaşımcı olması ‘Kamu’yu ayrım gözetmeden yararına etkinlik yapması gerekli değil midir?
 Ancak biraz sabır lütfen…
  Daha önce gönderdiğim pek çok yazı ve karikatürün dernek internet sitesinde yayınlanmadığını da belirtmiştim.

İşte size sıradan iki örnek daha;
 Birisi 2010 yılından biliyorsunuz geçenlerde dernek sitesinde şöyle bir yazı çıktı ve fotoğraflarla o yazı desteklendi.
 (DERNEK SİTESİNDEN AYNEN ALDIM…)
‘’Maxminus dergisinde bir Türk çizer…
Bosna-Hersek'te yayımlanan Maxminus adlı mizah dergisi Ocak 2012 sayısında, dernek sekreterimiz Aziz Yavuzdoğan'a ve çalışmalarına yer verdi... Aylık olarak dijital ortamda yayımlanan, politik mizah ve karikatür dergisi Maxminus Ocak 2012/42. sayısında Aziz Yavuzdoğan'a 8 tam sayfa (112-119) ayırdı. İnternet üzerinden geniş bir kitleye ulaşan, yayın yönetmenliğini Sabahudin Hadzialic'in yaptığı dergi 254 sayfa olarak çıkıyor ve dünyanın birçok karikatürcüsünün çalışmalarına yer veriyor...’’

Şimdi gelelim sadede;
Aynı dijital dergide benim çalışmam 2010 yılında hazırladıkları özel sayıda yer almıştı. Bende önce bloglarımda ardında facebook ta paylaştım. Akabinde de derneğin e-posta adres(ler)ine gönderdim. Sonuç tahmin ettiğiniz gibi oldu. Yani yine derneğin e-posta adres(ler)ine ulaşmadı.
İnternet adresini veriyorum,..  Lütfen sağ üstteki tarihe dikkat ediniz. 

Diğer örnek ise:
Biliyorsunuz Romanya’dan bir karikatürcü dostumuz; her yıl Romanya’nın tarihi ve değerli-önemli kişiliklerinin karikatür portrelerini tüm dünya karikatürcülerine çizdiriyor. Ülkemizden de pek çok sanatçı bu etkinliğe katılıyor. Geçen yıl Ülkemizden sadece beni seçip mansiyona layık görmüşler. Bunu da uygun bir yazı ile belki haber niteliği olur diye derneğin e-posta adresine yolladım. Sonuç yine tahmin ettiğiniz gibi oldu.
Size onunda internet linkini veriyorum. 
Lütfen mansiyon listesinin Türkiye bölümüne bakınız.

Haydi, bir örnek daha vereyim;
Bir ara karikatür albümüm için çok istekte bulundum ancak dernek yönetimi ile yaptığımız konuşmalarda izleyeceğim yol ve yöntem konusunda bana aydınlatıcı bilgiler bir türlü verilmedi. Eee! tabii o konu zamanla unutuldu gitti..
   Haaa! Unutmadan şunu da belirteyim; Derneğin diğer etkinlikleri sırasında çektiğim tüm fotolar aynı e-posta adresinden ve diğer e-posta adreslerinden çok güzel ulaşıyordu.
 Ama ne hikmetse beni ve dolayısıyla üyesi olduğum derneği ilgilendiren pek çok bilgi(m) bir türlü derneğin e-posta adresine ulaş(a)mıyor(!) Diğer yaşadığım olayları anlatmıyorum bile…

Sonuç; Kendini bu sanata adamış inadına bu sanatla yaşamını kazanmaya çalışan istisnasız her türlü sıkıntıya göğüs geren biri olarak, artık yıllarca dernekle kesişen yolumu ayırmaya karar verdim.
 Bazı dernek üyelerinin yaptığı tüm olağan etkinlikleri hatta poposunda çıkan sivilceyi dahi haber değeri görüp derneğin sitesinde vb. yayınlayanlar her zaman ki gibi bu yazımı yayınlamayacak. O nedenle kendi blogumda yayınlıyorum. Ve diğer karikatürle ilgili bloglara gönderiyorum. Bloglardaki ilgili kişilerin yayınlayıp yayınlamamaları kendi tasarruflarındadır.
 Ayrıca telefon veya yazıyla KESİNLİKLE hiç kimseyle polemiğe girmeyeceğimi, yumurta-tavuk sorunsalının horozu olarak sanat çalışmalarıma devam edeceğimi belirteyim.
 Artık benim için hayatımın Karikatürcüler Derneği sayfası tamamen kapanmıştır.
Ancak dernekteki tüm dost ve sanatdaşlarımla görünmez gönül bağlarımız kopmamıştır, asla kopmayacaktır.
Tüm Türkiye Karikatürcüleri camiasına duyurulur.